Yeni Balıklar Programı, Akdeniz Koruma Derneği’nin ekosistem restorasyonu kapsamında yenebilir istilacı ve yabancı denizel türlerin değer kazanarak tüketiminin artırılmasını ve bu sayede denizel ekosistem üzerinde yarattığı baskının azaltılmasını ve küçük ölçekli balıkçılığın bu türlerden ekonomik gelir elde etmesini amaçlayan bir projesidir.
Yeni balıklar, Süveyş Kanalı'nın 1869'da açılmasıyla Kızıldeniz ve Hint Okyanusu'ndan Akdeniz'e geçen yabancı türlerden oluşur. 2015’de Süveyş Kanalı genişlemesi ve 2. bir kanal ile çift yönlü olarak açılmasıyla bu türlerin girişi hızlanmıştır. İklim değişikliği ile ısınan deniz suları, bu türlerin Akdeniz ekosisteminde yaşam alanı bulmasına yol açmıştır. Aslan balığı, Asker balığı, Kılkuyruk mercan ve diğer türler, yerel türler üzerinde baskı yaparak ekosistemi olumsuz etkiler. Bazı türler, makroalgler ve deniz çayırları ile beslenirken, diğerleri yerli ve küçük balıklara da zarar vererek kıyı balıkçılığını ve küçük ölçekli balıkçılığı etkiler.
İstilacı Türler Nedir?
İstilacı türler, insanlar tarafından kasıtlı veya kazara doğal dağılım alanlarının dışında bir bölgeye getirilen ve yerli biyolojik çeşitliliğe, ekosistem hizmetlerine veya insan ekonomisi ve refahına olumsuz etkilerde bulunan hayvanlar, bitkiler veya diğer organizmalardır. (IUCN) İklim krizinin etkisiyle artan deniz suyu sıcaklığı, Kızıldeniz ve Hint Okyanusu gibi farklı ekosistemlere ait yabancı ve istilacı türler için Akdeniz Havzası'nı her geçen gün daha yaşanabilir hale getirmektedir. Cebelitarık Boğazı, Süveyş Kanalı ve gemilerin balast suları ile taşınan bu Aslan balığı gibi istilacı türler, yabancısı oldukları Akdeniz'e hızla uyum sağlayıp çoğalırken, yerli balık türleri ve küçük ölçekli balıkçılık ekonomisi üzerinde ciddi tehditler yaratmaktadır.
Denizlerimizin Yeni Balıkları
Aslan balığı (Pterois miles): Ana vatanı Hint ve Pasifik Okyanusu olan, kayalıklar ve resiflerde yaşayan bu tür Türkiye’de Doğu Akdeniz ile Ege Denizi’nde yayılmakta olup 2023’te Edremit Körfezi’nde de kaydedilmiştir. Yavru balıklar, kabuklular ve omurgasızlarla beslenerek ekosisteme zarar veren bu istilacı tür, orfoz, lagos ve grida gibi türlerin aşırı ve yasadışı avlanması nedeniyle de hızla yayılmaktadır. Yenilebilir bir tür olan Aslan balığı, sofralarda yer alarak ekosistemi dengeleyebilir ve geleneksel balıkçılara gelir kaynağı oluşturabilir. Toksik madde barındırmayan bu balığın sırt ve karın yüzgeç dikenleri makas ve eldivenle dikkatlice kesilmelidir. Dikenlere dokunmamak önemlidir, çünkü dikenler zehirli olabilir. Batma durumunda, bölgeye sıcak su kompresi uygulanarak zehrin yayılması engellenmelidir.
Asker balığı (Sargocentron rubrum): 2018'de Marmara Denizi'nde de rapor edilen Asker balığı, Akdeniz’e yayılan ilk türlerden biridir. Kayalık alanlar, koylar ve lagünlerde 10-40 metre derinliklerde yaşayan bu tür, küçük gruplar halinde ya da tek başına bulunabilir. Bentik yengeçler, karidesler ve küçük balıklarla beslenir. Ana vatanı Hint ve Pasifik Okyanusları olan Asker balığı, Türkiye’de Doğu Akdeniz, Marmara ve Ege Denizi'nde yayılmaktadır ve kayalık ve kıyısal resiflerde yaşar. Ayrıca Soğan balığı, Naylon balığı, Hindistan balığı, Sincap balığı ve Ateş balığı gibi isimlerle de bilinir.
Lokum Balığı (Saurida lessepsianus): Yerel halk arasında kum balığı olarak bilinen bu tür, Doğu Hint Okyanusu’na ait bir balıktır. Kıyı sularının kumlu veya çamurlu tabanlarında ve yumuşak diplerde yaşar. Dipte yaşayan omurgasızlar, küçük yavru balıklar ve kabuklularla beslenerek yerli balık türleriyle rekabet oluşturur ve ekosistemi olumsuz etkiler.
Kılkuyruk mercan (Nemipterus randalli): Kılkuyruk mercan, Türkiye’de ilk kez 2007’de İskenderun Körfezi'nde kaydedilmiş ve bu bölgede artış göstermiştir. Batı Hint Okyanusu'ndan Kızıldeniz aracılığıyla Akdeniz'e ulaşan bu tür, Lübnan, Mısır ve Türkiye’ye yayılmıştır. "Öylesi" veya "Tel kuyruk mercan" olarak da bilinen tür, kumlu ve çamurlu alanlarda yaşar ve özellikle Doğu Akdeniz ile Ege Denizi'nde yayılmaktadır. Küçük balıklar ve bentik omurgasızlarla beslenir.
Mavi çizgili papağan balığı (Scarus ghobban): Yetişkin bireyler, lagün ve deniz kıyısındaki resiflerde, genellikle tek başına yaşayan bu tür bazen küçük gruplar halinde de bulunur. Erkekler resif kenarlarında 10 metre derinlikte yaşarken, dişiler daha derin sular tercih eder. Yavru bireyler ise gruplar halinde kıyı bölgelerde, yosun resiflerinde yaşar. Papağan balığı ve Mavi papağan balığı olarak bilinen bu tür, Hint ve Pasifik Okyanusu'na aittir ve Türkiye'de Doğu Akdeniz ile Ege Denizi'nde yayılır. Kayalık ve mercan resiflerinden alg kazıyarak beslenir.
Nil Barbunu (Upeneus moluccensis): Akdeniz’de ticari balıkçılığın avları arasında sıkça bulunan Nil barbunu, 10-120 metre derinliklerde, kumlu, çamurlu ve çakıl diplerde yaşar. Kızıldeniz’den güney Umman’a kadar yayılan bu tür, Akdeniz’de Lübnan, İsrail, Suriye, Türkiye, Rodos, Mısır, Kıbrıs ve Libya kıyılarında kaydedilmiştir ve Levant kıyılarında yoğunlaşmıştır. Büyük sürüler halinde gezen tür, beslenmek için kısa molalar verir. Paşa barbunu, Çizgili barbun ve Paşa pantolonu olarak da bilinir. Türkiye’de Doğu Akdeniz, Marmara ve Ege Denizi'nde yayılır ve bentik kabuklu canlılarla beslenir.
Kızıldeniz barbunu (Parupeneus forsskali): Kızıldeniz'deki yaygın türlerden biri olan bu barbun, kumluk, deniz çayırı yatakları, kayalık ve mercan resiflerinde yaşar. Yetişkinler resif alanlarında, yavru ve gençler ise sığ kumsallar ve deniz çayırı yataklarını tercih eder. Siyah çizgili barbun ve çizgili barbun olarak da bilinir. Ana yurdu Hint ve Pasifik Okyanusu olan bu tür, Doğu Akdeniz ve Ege Denizi'nde yayılır ve bentik omurgasızlarla beslenir.
Siyah sokar (Siganus luridus): Dibe yakın ve sığ suda gruplar halinde görülür. Genellikle bitki örtüsüyle kaplı, kaya ile sıkıştırılmış sert kum tabanlarını tercih eder. Yetişkinler tek başlarına veya küçük gruplar (3-4 birey) halinde görülürken, yavru-genç bireyler çok daha büyük gruplar oluşturur. Sırt, anal ve pelvik yüzgeçlerinde zehir bulunur.
Beyaz sokar (Siganus rivulatus): Korunaklı koylarda, kayalık/yosun kaplı diplerde dağılım gösterir. Maksimum 60 m derinliğe kadar yaklaşık 50 ile birkaç yüz bireyden oluşan sürüler oluşturur. Kıyılarımızdaki ilk istilacı türlerdendir. Ekonomik değeri olan, tüketilen bir balık türüdür. Boyu genellikle 15-20 cm arasında değişir. Sırt ve karın yüzgeçlerinde zehir bezleri taşır.
Külah balığı (Fistularia commersoni): Külah balığı, Türkiye kıyılarında Akdeniz’e yayılmış bir türdür. Akdenizde ilk kaydı İsrail sularında 2000 yılında, Türkiye’de ise ilk kaydı 2002 yılında yapılmıştır. Mercan ve kayalık resifler boyunca sığ kıyı sularında veya resiflere yakın kum veya deniz çayırı diplerinde bulunan bir balıktır. Tek veya 10-20 bireyden oluşan sürüler halinde hareket ederler.
Uzun dikenli deniz kestanesi (Diadema setosum): Bu tür, Süveyş Körfezi'nin kuzey kesiminde bol miktarda bulunur ve Akdeniz'e Süveyş Kanalı ve gemi balast suları ile taşınmış olduğu düşünülmektedir. İlk olarak 2006 yılında Türkiye'nin Kaş Yarımadası kıyılarında rapor edilmiştir. Doğu Akdeniz'de yayılım alanı genişlemiştir. Zehirli dikenleri nedeniyle dikkatle ele alınmalıdır; dikenler battığında acı verir. Ancak savunma dışında diğer canlılara saldırmaz. Ilıman ve sıcak bölgelerde, özellikle 25°C üzerindeki sıcaklıklarda geniş çevresel koşullarda yaşayabilir ve çevresel değişikliklere uyum sağlar.
Mavi yengeç (Callinectes sapidus): Cebelitarık Boğazı aracılığıyla Türkiye kıyılarına ulaşan Mavi yengecin ana vatanı Atlantiktir. Atlantik mavi yengeci, Atlantik Okyanusu’nun batı kıyıları, Meksika Körfezi’nin suları ile Ege ve Akdeniz kıyılarına kadar yayılmıştır. 1947'de Akdeniz'e girmiş, ancak Ege Denizi'ne 1930'ların başında gelmiş olabilir. O zamandan bu yana Akdeniz, Karadeniz ve Avrupa kıyılarında yayılımını genişletmiştir. Ege Denizi ile Köyceğiz Gölü arasındaki lagünlerde yoğun popülasyonları bulunur, ayrıca Dalyan lagünü, Akbük ve Menderes halicinde de dağılmıştır.
Akdeniz Koruma Derneği Yeni Balıklar Programı Kapsamında Neler Yapıyor?
İklim krizinin etkilerini azaltmak için Akdeniz Koruma Derneği, 2015'ten bu yana yenebilir istilacı ve yabancı türlerin izlenmesi ve yönetilmesi amacıyla çalışmalar yürütmektedir. Orfoz ve lagos gibi önemli türlerin korunması için Balıkçılığa Kapalı Alanlarda Deniz Koruyuculuğu Sistemini uygulamakta, aynı zamanda yeni balıkları Türkiye'deki restoran menülerine dahil etmek için gönüllü şeflerle iş birliği yapmaktadır. Bu türler, İstanbul, İzmir, Ankara gibi şehirlerde farklı tariflerle sunulmakta, üniversitelerle yapılan iş birliğiyle ise beslenme davranışları ve popülasyonları araştırılmaktadır.
Akdeniz Koruma Derneği’nin Yeni Balıklar Programı, Gökova Körfezi, Fethiye-Göcek, Datça-Bozburun ve Kaş-Kekova Özel Çevre Koruma Bölgeleri’nde, Yeni Balık türlerinin geleneksel balıkçılık yöntemleriyle yakalanmasını teşvik ederek, balıkçılara destek olmayı ve deniz ekosistemine zarar veren bu türlerin denizlerden uzaklaştırılmasını amaçlamaktadır. Ağustos 2020’de, Akdeniz Koruma Derneği, Yeni Balıklar programı kapsamında koruma ve doğa temelli bir iş modeli oluşturarak İktisadi İşletmesini kurmuştur. Akdeniz Koruma Derneği İktisadi İşletmesi, denizlerimizin yeni balıklarını çalıştığımız bölgelerdeki küçük ölçekli balıkçılardan ve balıkçılık ve su ürünleri kooperatiflerinden satın almakta ve soğuk zincir içerisinde restoranlara ulaştırmaktadır. Bu kapsamda, Ağustos 2020’den 2024 Aralık ayına kadar 18 ton yeni balık satın alınarak ekosistemden uzaklaştırılmıştır.
Ayrıca, program kapsamında, küçük ölçekli balıkçılar bu türleri avlayarak gelir elde etmekte ve gönüllü şefler ile birlikte yapılan tadım etkinlikleriyle halkın Yeni Balık türlerini tanımasını sağlayarak, bu türlerin mutfaklarda yer bulmasına ve farkındalık yaratılmasına katkıda bulunmaktadır. Bu sayede, yerel türler ve ekosistem üzerindeki baskılar azaltılarak, ekonomik fayda sağlanmaktadır.
Yeni Balıklardan Ekonomik Kazanç Elde Eden Küçük Ölçekli Balıkçılar
Aslan Balığı Nasıl Temizlenir?
Dragoman Bahçe ve Aslan Balığı
Aslan Balığından Korkmayın