Akdeniz’deki türlerin korunmasına yönelik Barcelona Sözleşmesi’nin imzalandığı tarih olan 28 Kasım, Akdeniz Günü olarak anılmaktadır. Bu sene sözleşmenin yürürlükte olduğu 28. yılı doldururken Akdeniz için kritik eşikler aşıldı mı?
Doğu Akdeniz, dünyanın diğer bölgelerine göre daha hızlı ısındığı için, Paris İklim Anlaşması’nın hedefindeki maksimum 1.5 C° ısınma hedefini şimdiden geçmiş durumda. Özellikle son yıllarda yaşadığımız iklim dengesizliğinin altındaki başlıca sebep bu olarak görünüyor. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (UN-FAO), Akdeniz’deki balık stoklarının yüzde 90’a yakınının, sürdürülemez şekilde tüketildiğini belirtiyor. Suların ısınması ve istilacı türlerin artan göçü ve baskısı özellikle Türkiye’nin Doğu Akdeniz kıyılarında küçük ölçekli balıkçılığı bitirme noktasına getirdi. Diğer tarafta şehirleşme, deniz trafiğinin yarattığı kirlilik ve plastik gerçeği, hala çözüm bekleyen diğer bir büyük sorunumuz. Bu karanlık tablonun aydınlanacağı günlerin uzakta olmadığına inanıyoruz. Artan farkındalık birçok ülkeyi artık acilen bir şeyler yapılması konusunda harekete geçirmeye başladı. Deniz Koruma Alanlarının türleri ve balık stoklarını korumadaki başarısı, yeni koruma alanları yaratılması konusunda büyük itici güç durumunda.
Akdeniz “Mare Nostrum” (bizim denizimiz) koruyucu ellere ve aksiyonlara muhtaç. Turkuaz sulardaki canlılığın varlığı ve bize verdiği mutluluğun devamı için…
Zafer Kızılkaya
Yönetim Kurulu Başkanı
Akdeniz Koruma Derneği