
9 - 13 Haziran 2025 tarihleri arasında Fransa’nın Nice kentinde gerçekleşen 2025 Birleşmiş Milletler Okyanus Konferansı (UNOC), dünya genelinde deniz koruma aktörlerini bir araya getirdi. “Eylemi hızlandırmak ve tüm aktörleri okyanusu korumak ve sürdürülebilir kullanmak için harekete geçirmek” ana temasıyla düzenlenen konferans, Sürdürülebilir Kalkınma Hedefi 14’e (SDG 14) yönelik küresel eylemleri desteklemeyi amaçladı. Akdeniz Koruma Derneği (AKD) olarak bu prestijli etkinlikte yerimizi alarak hem Türkiye’yi hem de Akdeniz’in biyolojik ve kültürel mirasını güçlü bir şekilde temsil ettik.
Konferans boyunca AKD’nin dört temsilcisi; Yönetim Kurulu Başkanımız Zafer Kızılkaya, Genel Sekreterimiz Gizem Akdoğan, Kaynak Geliştirme ve İdari İşler Koordinatörümüz Caner Bayrak ve Bilimsel İzleme ekibimizden Serena Pennetti, farklı tematik oturumlarda konuşmacı, kolaylaştırıcı ve katılımcı olarak aktif roller üstlendiler.
3 Haziran'da, Nice Şehri ve Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde düzenlenen “Akdeniz’de İklim Değişikliği ve İstilacı Türler” temalı yuvarlak masa toplantısında Genel Sekreterimiz Gizem Akdoğan, istilacı türlerle mücadele deneyimimizi uluslararası temsilcilerle paylaştı. STS Bodrum’un ev sahipliği yaptığı etkinlik, denizcilik kültürü ve yerel iş birlikleri açısından konferansın öne çıkan başlıklarından biri oldu. Cumhuriyet tarihinin ilk okul gemisi olan STS Bodrum bu kapsamda, Birleşmiş Milletler’in Ocean Wonders Filosuna dahil edildi ve Türkiye’den yola çıkarak Nice Limanı’na demirledi. STS Bodrum gemisinde, Bilimsel İzleme ekibimizden Serena Pennetti de yer aldı.
10 Haziran’da ise, Green Zone’da düzenlenen “Başarılı Deniz Koruma Alanı Yönetişim Modelleri” yan etkinliğinde Türkiye’den örnek uygulamaları sunarak, DKA’ların etkili yönetiminin sadece koruma değil aynı zamanda yerel refah için de kritik olduğunu vurguladı. Aynı günün öğleden sonrası ise Caner Bayrak, “From Shore to Summit” başlıklı sivil toplum çağrısı panelinde konuşmacı olarak yer aldı. Bu panel, koruma alanlarında daha katılımcı ve kapsayıcı politikalara yönelik ortak söylemleri şekillendirmeyi hedefliyordu.
Zafer Kızılkaya, “Grassroots Action for Marine Conservation” etkinliğinde Türkiye’den geleneksel koruma modellerini anlatırken, yerel halkla kurduğumuz iş birliklerinin korumanın başarısındaki etkisini vurguladı. Aynı gün gerçekleşen ve The MedFund’un 10 yıllık deneyiminin aktarıldığı oturumda ise sürdürülebilir finansman mekanizmalarının uzun vadeli koruma üzerindeki rolünü anlattı.
Konferansta AKD, sadece konuşmalar ve oturumlarla değil, aynı zamanda politik düzeyde de söz aldı. 10 Haziran’da gerçekleştirilen “Protected Species” yuvarlak masa toplantısında, uluslararası yönetim sistemlerinde koruma alanlarının nasıl güçlendirileceği konusunda sivil toplumun taleplerini dile getirdik. Bu, sadece Türkiye için değil tüm Akdeniz havzası için sesimizi duyurduğumuz bir platform oldu.
AKD olarak UNOC 2025’e katılımımız, sadece bir temsil değil, aynı zamanda Akdeniz’in biyolojik çeşitliliğini koruma mücadelesinin küresel düzeye taşınması anlamına gelmektedir. Türkiye’nin koruma politikaları, küçük ölçekli balıkçılığı destekleyen uygulamaları ve yerel topluluk temelli çözümleri konferansta ilgiyle karşılandı. Önümüzdeki yıllarda, bu bağlantılarla hem sahada hem politika düzeyinde daha etkili sonuçlar doğuracak projeler yürütmeyi hedefliyoruz.